Ölüm size ne kadar yakın! “Ölmek istiyorum artık!” dediğiniz anda sizi intihara sürükleyen birçok sebep sizinle beraber mi ölecek? Arkada kalanlar sizi ne kadar daha hatırlarlar? Ne kadar daha paylaşımlarınız beğeni görür? Artık Son Durumunuzu Güncellediniz. “Ölüyorum…”.
Ve unutuldunuz. Bu, kimi dostlarınız, sevdikleriniz için kolaydı kimi için de zor; ancak gerçek değişmeyecek sonunda unutulacaksınız…
Oysa geride bıraktıklarınız size muhtaçtı, onların size ihtiyacı vardı; önemsemediniz. Kolay olan yolu seçtiniz! Ya yeniden hayata sarılmak…
Bütün sıkıntıları, yokluğu, kandırılmışlığı, beş parasızlığı bir tarafa bırakarak. Yeniden bir hayat kazanmayı düşündünüz mü? Ayakta kalma ve yaşam arzunuzu perçinleyen bir mücadele ruhunu aradınız mı?
Bu ruh, siz aynaya her baktığınızda sizinle aynı yere bakıyor.
Daha ne bekliyoruz.
Koşmaya başlayalım…
Defalarca yoklukla sınanan bir adamın, borç batağına saplanmasıyla oluşan psikolojik olarak yıkımı… Ölmek üzereyken dirildiğini fark etmesi üzerine başlayan soluk kesen bir macera. Varlıktan yokluğa uzanan, ölümün nefesini ensenizde hissettirecek bir yaşam öyküsü… Gerçek bir hikâye olan Ölünceye Kadar Ölümsüzsün romanı, umudu yeni bir dille gönül dünyamıza sığdırıyor. İsyanın artık anlam değiştirdiği; açlığın, sefaletin dip noktasını gösteriyor. Romanın sayfalarında ilerlediğinizde içinde bulunduğunuz sıkıntıdan korkmamanızı kulağınıza fısıldandığını hissedeceksiniz.
“Gevşemeyin, üzülmeyin, inanıyorsanız muhakkak üstünsünüz.” (Ali İmran 139.Ayet)